Kadim Şehirler Turu | Halep-Şam-Humus-Hama-idlib | Suriye...

Konya | Hatay | Halep

    Kadim Şehirler turumuz için 06:00' da Konya'da duraklarımızdan siz değerli gnctur misafirlerimizi aldıktan sonra Hatay’a doğru yola çıkıyoruz. Profesyonel rehberimizin anlatımı, deneyimli kaptanlarımızın güvenli sürüşü ve konforlu aracımız ile rahat ve keyifli bir yolculuk yapıyoruz. Hatay'ı geçerek Cilvegözü'ne varıyoruz. Burada gümrükten çıkış işlemleri sonrasında restoran'ta geçiyoruz. Yemeğimiz sonrasında Halep'te otelimize varıyoruz. Günün yorgunluğunu atmak için istirahat edebilir veya tarihi Halep sokaklarını gezebilirsiniz.

• Kahvaltı: Tesiste Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Öğle Yemeği: Tesiste Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Akşam Yemeği: Yöresel Restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir. 

Halep

    Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası  gnctur özel programı Kadim Şehirler turumuzun en özel şehirlerinden olan Halep gezimiz başlıyor. İlk durağımız olan Halep çarşısına geçiyoruz. Halep Çarşısı, Suriye’nin ve hatta Orta Doğu’nun en eski ve en etkileyici ticaret merkezlerinden biridir.

Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan bu çarşı, yüzyıllar boyunca doğu ile batı arasındaki ticaretin kalbi olmuştur. Halep’in tarihi merkezinde, Halep Kalesi’nin hemen yakınında bulunan çarşı, dar taş sokakları, kemerli geçitleri ve otantik atmosferiyle geçmişi günümüze taşıyor.Yaklaşık 13 kilometrelik bir alanı kaplayan bu çarşıda; baharat, sabun, kumaş, altın, gümüş, bakır ve geleneksel el sanatları ürünleri bulunur. Ziyaretçilerine yalnızca alışveriş değil, aynı zamanda tarihi bir yolculuk deneyimi sunar. Rehberimizin bilgilendirmesi ve verilen serbest zaman sonrası Halep Camileri – Maneviyatın ve Mimarinin Buluştuğu Şehirde tarihe tanıklık eden Camii'lere geçiyoruz. 

Tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapan Halep, sadece ticaretin değil, inancın ve mimarinin de merkezi olmuştur. Şehrin dört bir yanına yayılmış görkemli camiler, yüzyıllardır süregelen İslam kültürünün ve sanatının en zarif örneklerini yansıtır. Halep’in en önemli dini yapılarından biri olan Halep Ulu Camii (Emevi Camii), 8. yüzyılda inşa edilmiştir ve Şam’daki Emevi Camii’nin mimari tarzını yansıtır. Yüzyıllar boyunca şehrin kalbi sayılmış, Müslümanların buluşma noktası olmuştur. Minaresinin zarif taş işçiliği ve geniş avlusu, İslam mimarisinin inceliklerini gözler önüne serer. Bunun yanı sıra Al-Khayeriye, Al-Tawashi, ve Al-Adiliye Camileri, Osmanlı ve Memlük dönemlerinden kalma süslemeleriyle Halep’in dini mirasına farklı bir derinlik katar. Her biri, geçmişin izlerini taşıyan taş duvarlarıyla ziyaretçilerine huzur dolu bir atmosfer sunar. Halep Camileri, sadece ibadet yerleri değil; medeniyetlerin kesiştiği noktada yükselen mimari şaheserlerdir. Şehrin maneviyatını hissetmek ve tarihî dokusunu keşfetmek isteyen herkes için unutulmaz bir duraktır. Halep’in camilerinde yankılanan ezan sesi, yüzyılların huzurunu bugüne taşır. Burada ziyaretimiz sonrasında Halep Kalesi'ne geçiyoruz. Profesyonel rehberimizin anlatımları ile Suriye’nin kalbinde, Halep şehrinin tam ortasında yükselen Halep Kalesi, binlerce yıllık tarihiyle Ortadoğu’nun en görkemli yapılarından biridir. Tarihi M.Ö. 3. binyıla kadar uzanan bu devasa kale, yüzyıllar boyunca hem savunma merkezi hem de yönetim üssü olarak kullanılmıştır. Yüksek bir tepe üzerine inşa edilen Halep Kalesi, görkemli taş surları, dev kapıları ve iç avlusundaki tarihi yapılarıyla ziyaretçilerine adeta geçmişe açılan bir kapı sunar. Kale içinde yer alan cami, saray kalıntıları, su sarnıçları ve tüneller, Halep’in zengin tarihine tanıklık eder. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu eşsiz yapı, İslam, Bizans, Roma ve Osmanlı dönemlerinin mimari izlerini bir arada taşır. Her taşında farklı bir medeniyetin hikâyesi saklıdır. Halep Kalesi’nden şehrin panoramik manzarasına bakarken, kadim bir medeniyetin ruhunu hissedersiniz. Bu kale, sadece Halep’in değil, tüm Suriye’nin tarihine ışık tutan görkemli bir simgedir. Halep Kalesi, zamanın sınavını geçmiş bir anıt; tarih boyunca direnen bir şehrin gururudur. Saray kalıntıları ziyaretimiz sonrasında kısa bir mola veriyor ve molamızın ardından Bab Al-Hadid – Halep’in Demir Kapısı'na geçiyoruz. Halep’in kadim surlarını süsleyen yedi tarihi kapıdan biri olan Bab Al-Hadid (Demir Kapı), şehrin kuzeybatı girişinde yer alır ve adını bir zamanlar bu kapıyı süsleyen demir detaylardan almıştır. Yüzyıllar boyunca hem savunma hem de ticaretin ana geçidi olarak kullanılmıştır. Bab Al-Hadid, Orta Çağ İslam mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Kemerli girişi, taş süslemeleri ve sağlam yapısı, Halep’in savunma mimarisinin gücünü ve zarafetini yansıtır. Tarih boyunca Selçuklu, Memlük ve Osmanlı dönemlerinde çeşitli onarımlar görmüş; her dönemin mimari izlerini bugüne kadar taşımayı başarmıştır. Kapının çevresinde yer alan tarihi hanlar, çarşılar ve taş yapılar, Halep’in canlı şehir yaşamının bir parçası olmuştur. Günümüzde Bab Al-Hadid, Halep’in direncini ve tarihî sürekliliğini temsil eden bir simge olarak öne çıkar. Bab Al-Hadid’den geçmek, Halep’in bin yıllık tarihine adım atmaktır. Buradan ayrılarak Sabun Hanı'na geçiyoruz. Halep Çarşısı’nın kalbinde yer alan Sabun Hanı (Khan Al-Saboun), şehrin geleneksel sabun üretiminin merkezidir. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan bu tarihi han, taş mimarisi ve el yapımı zeytinyağlı sabunlarıyla Halep kültürünün en özgün izlerini taşır. Ziyaretimiz sonrasında akşam yemeğini alacağımız restoran' ta geçiyoruz.  Yemek sonrasında otelimize geçiyoruz ve günün yorgunluğunu atmak için istirahat ediyoruz.

• Kahvaltı: Otelimizde Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir.
• Öğle Yemeği: Yöresel restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Akşam Yemeği: Yöresel Restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir. 

Humus | Şam

    Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası Kadim Şehirler turumuzun 3. gününde Halep'ten ayrılıyor ve Ortadoğu'nun  en özel şehirlerinden olan Humus'a yolculuğumuz başlıyor.  Humus'a vardığımızda Halid Bin Velid Camii ve Türbesi'ne geçiyoruz. Tarihinin İzinde Humus’un en önemli simgelerinden biri olan Halid Bin Velid Camii, İslam tarihinin efsanevi komutanı Halid Bin Velid’in türbesine ev sahipliği yapar. Osmanlı döneminde inşa edilen bu görkemli yapı, zarif minareleri ve beyaz taş işçiliğiyle dikkat çeker. Hem mimarisiyle hem de manevi atmosferiyle ziyaretçilerine derin bir huzur sunan cami, Suriye’nin dini ve tarihi mirasının en özel duraklarından biridir. Halid Bin Velid Camii’nde, fetihler çağının izleri hâlâ yankılanır. Kısa bir molamızın ardından Humus Antik Çarşı'ya hareket ediyoruz. Humus’un kalbinde yer alan Antik Çarşı, yüzyıllardır süregelen ticaret geleneğini yaşatan canlı bir mirastır. Dar sokakları, taş kemerleri ve el emeği ürünleriyle ziyaretçilerine geçmişin ruhunu hissettirir. Baharat kokuları, bakır işçiliği ve yerel lezzetlerle dolu bu tarihi çarşı, Suriye’nin otantik dokusunu en güzel şekilde yansıtır. Humus Antik Çarşısı’nda zaman durur, tarih konuşur. Humus Antik Çarşı'dan sonra öğle yemeği için belirlenen yöresel restoran'ta geçiyoruz. Öğle yemeği sonrasında gezimize devam ediyoruz.  

    Suriye’nin kalbinde yer alan Humus, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini barındıran, zengin kültürel mirasıyla öne çıkan bir şehirdir. Antik dönemden Osmanlı’ya, hatta günümüze kadar kesintisiz bir yaşamın sürdüğü Humus, hem tarihi dokusu hem de manevi atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler. Humus ta rehberimizin anlatımları eşliğinde gnctur özel gezimize devam ediyoruz. Humus gezimiz sonrasında aracımıza geçerek Şam'a doğru yola çıkıyoruz. 

Şam'a vardığımızda akşam yemeğini almak üzere restoran'ta geçiyoruz. Akşam yemeği sonrasında ise Şam'da konaklayacağımız otelimize geçiyoruz. Dileyen misafirlerimiz rehberimiz ile birlikte otelde bulundukları zaman çevre hakkında detaylı bilgi alıp vakit namazlarında çevrede bulunan tarihi camii ziyaretleri yapabilir.

• Kahvaltı: Otelimizde Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir.
• Öğle Yemeği: Yöresel restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Akşam Yemeği: Yöresel Restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir. 

Şam

   Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası Kadim Şehirler turumuzun 4. gününde en özel şehirlerinden olan Şam'da gezimize başlıyoruz.

Şam – Medeniyetlerin Işığı, Tarihin Başkenti

Dünyanın en eski sürekli yerleşimlerinden biri olan Şam, tarih boyunca sayısız uygarlığın izlerini taşıyan büyüleyici bir şehirdir. “Doğunun incisi” olarak anılan bu kadim kent, her köşesinde binlerce yıllık kültürel birikimiyle ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. Şehrin kalbinde yükselen Emevi Camii, yalnızca Şam’ın değil, tüm İslam dünyasının en önemli dini yapılarından biridir. Zarif mimarisi, mozaik süslemeleri ve içindeki Hz. Yahya’nın makamı ile maneviyatın ve estetiğin muhteşem bir birleşimidir.

Eski Şam sokakları, taş evleri, ahşap cumbaları ve tarihi hanlarıyla ziyaretçilerini adeta zamanda bir yolculuğa çıkarır. Medhat Paşa Çarşısı’nda baharatlar, el yapımı ürünler ve geleneksel lezzetler arasında dolaşırken, şehrin geçmişiyle bugünü arasındaki güçlü bağı hissedersiniz. Azem Sarayı, Osmanlı dönemi mimarisinin zarif örneklerinden biri olarak Şam’ın tarihsel zenginliğini gözler önüne sererken; Al-Hamidiyye Çarşısı, kentin canlı ticaret ruhunu yansıtır. Sakin atmosferi, narenciye bahçeleri ve misafirperver insanlarıyla Şam, yalnızca bir destinasyon değil; kültür, inanç ve tarihin iç içe geçtiği yaşayan bir açık hava müzesidir. Gezimiz sonrasında öğle yemeği için rehberimizin belirlediği yöresel restoran'a geçiyoruz. Öğle yemeği sonrası Süleymaniye Tekkesi – Osmanlı Zarafetinin Şam’daki İncisi'ne geçiyoruz. Şam’ın kalbinde yer alan Süleymaniye Tekkesi, Osmanlı döneminin en zarif eserlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından inşa edilen bu yapı, hem mimarisi hem de tarihi kimliğiyle Şam’ın en önemli dini ve kültürel merkezlerinden biri olmuştur. Tekkede, Osmanlı ordusunun Şam’daki manevi merkezi olarak hizmet veren bölümler, derviş hücreleri ve huzurlu avlular yer alır. Taş işçiliği, kemerli revakları ve kubbesiyle Osmanlı mimarisinin estetik inceliklerini gözler önüne serer.

Ayrıca, burada Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi Hürrem Sultan’ın oğlu Şehzade Süleyman’ın türbesi de bulunur. Bu yönüyle Süleymaniye Tekkesi, sadece bir dini mekân değil, aynı zamanda Osmanlı hanedanının izlerini taşıyan bir tarihî miras konumundadır. Sessizliği, maneviyatı ve asırlık atmosferiyle ziyaretçilerini derinden etkileyen Süleymaniye Tekkesi, Şam’ın ruhunu en zarif şekilde yansıtan yapılardan biridir. Rehberimiz ile birlikte İbn Arabî Türbesi – Tasavvufun Kalbi, Huzurun Adresi'ne geçiyoruz.

Şam’ın en manevi köşelerinden birinde yer alan Muhyiddin İbn Arabî Türbesi, İslam dünyasının en büyük mutasavvıflarından birine ev sahipliği yapar. “Şeyhü’l Ekber” olarak anılan İbn Arabî, fikirleriyle yüzyıllar boyunca hem doğuyu hem batıyı derinden etkilemiştir. Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından yeniden inşa ettirilen türbe, sade ama derin bir huzur yayan mimarisiyle dikkat çeker. Beyaz taş duvarları, zarif kubbesi ve çevresindeki sessiz atmosfer, ziyaretçilere manevi bir dinginlik sunar. İbn Arabî’nin ilim, aşk ve hakikat üzerine bıraktığı miras, bu türbede hâlâ hissedilir. Ziyaretçiler burada sadece bir kabir değil, tasavvufun kalbinde yankılanan bir hikmeti bulur. İbn Arabî Türbesi’nde, kalpler susar; hikmet konuşur Süleymaniye Tekkesi’nde, Osmanlı zarafeti ve Şam’ın huzuru bir araya gelir. Şam’da her adım, binlerce yılın izlerini taşır; geçmişle bugün burada el ele verir. Aracımıza geçerek Kasiyun Dağı'na hareket ediyoruz. Şam’a Hükmeden Sessiz Güzellik Şam’ı tepeden izleme fırsatı sunan Kasiyun Dağı, hem manzarası hem manevi atmosferiyle büyüler. Efsanelere göre birçok peygamberin burada dua ettiği bu kutsal noktada, ziyaretçiler gün batımında şehri altın tonlarında seyrederken keyifli bir kahve molası veriyoruz. Kasiyun Dağı’nda, manzara eşliğinde yudumlanan kahve bile tarihle buluşur. Buradan ayrılırken akşam yemeğini almak üzere restoran'a geçiyoruz. Yemeğimiz sonrasında otelimize geçip istirahat ediyoruz.

• Kahvaltı: Otelimizde Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir.
• Öğle Yemeği: Yöresel restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Akşam Yemeği: Yöresel Restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir. 

Hama

     Sabah otelde alacağımız kahvaltı sonrası Kadim Şehirler turumuzun 5. ve aynı zamanda son gününde bizi bekleyen aracımıza geçiyor ve Hama'ya doğru yolculuğumuza başlıyoruz. Rehberimizin anlatımları eşliğinde, Suriye’nin kalbinde yer alan Hama şehrinde Orontes (Asi) Nehri kıyısındaki bu kadim şehir, suyla yoğrulmuş tarihi dokusuyla bizleri karşılıyor.

    İlk durağımız, Hama’nın sembolü haline gelen meşhur su değirmenleri – Noria’lar. Yüzyıllardır Asi Nehri’nin suyunu taşımak için kullanılan bu dev ahşap çarklar, hem mühendislik harikası hem de şehrin ruhunu yansıtan zarif yapılardır. Rehberimizden bu değirmenlerin nasıl çalıştığını ve Hama halkı için ne kadar önemli olduğunu dinlerken, tarihin sesini suyun ritmiyle birlikte hissediyoruz. Ardından, Osmanlı döneminden kalma Azem Sarayına geçiyoruz. Valilik konağı olarak inşa edilen bu zarif yapı, taş süslemeleri, avluları ve geleneksel Şam mimarisiyle bizleri geçmişin ihtişamına götürüyor. Saray içindeki müze bölümünü gezerken rehberimiz, Hama’nın kültürel yaşamından ve Osmanlı’nın şehirde bıraktığı izlerden bahsediyor.

Sonraki durağımız, şehre hâkim bir tepede yer alan Hama Kalesi. Antik dönemlerden Osmanlı’ya kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyan bu kale, hem tarihi önemi hem de panoramik şehir manzarasıyla dikkat çekiyor. Buradan Asi Nehri boyunca uzanan su değirmenlerini seyretmek gerçekten büyüleyici. Gezimizin sonunda Hama’nın eski çarşısına uğruyoruz. Baharat kokuları, geleneksel el sanatları ve yöresel tatlarla dolu bu tarihi pazarda kısa bir serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz, Hama’nın meşhur tatlılarından tadabilir ya da el yapımı hediyelik eşyalar alabilir. Günün sonunda, tarih, kültür ve suyun huzurunu bir arada yaşadığımız bu güzel şehirden unutulmaz anılarla ayrılıyoruz. Hama gezimizin ardından rotamızı İslam tarihinin en mütevazı halifelerinden birine, Ömer bin Abdülaziz’in türbesine çeviriyoruz. Rehberimizin anlatımı eşliğinde, tarihin derinliklerinden gelen bu mübarek mekâna doğru ilerlerken, Emevi döneminin adalet anlayışına tanıklık etmeye hazırlanıyoruz. Erken yaşta halife olan Ömer bin Abdülaziz, adaletli yönetimi, dürüstlüğü ve halkına olan merhametiyle “Beşinci Raşid Halife” olarak anılmıştır. Türbesi, sade mimarisi ve huzur veren atmosferiyle onun hayat felsefesini yansıtır niteliktedir.

Ziyaretimiz sırasında rehberimiz, Ömer bin Abdülaziz’in adalet anlayışını, israfa ve gösterişe karşı duruşunu, fakirlerle olan yakın ilişkisini anlatırken bu mütevazı mekânda derin bir manevi atmosfer hissediyoruz. Türbenin çevresindeki avlu ve mescit, ziyaretçilere sessizlik ve huzur dolu bir ortam sunar. Burada kısa bir dua molası veriyoruz; adaletin, tevazunun ve samimiyetin sembolü olan bu büyük şahsiyetin ruhuna Fatiha gönderiyoruz. Ömer bin Abdülaziz Türbesi’nde, taşlar bile tevazuyu anlatır. 

Ziyaretimizin ardından Suriye’deki son durağımızı tamamlayıp gümrük işlemlerimizi geçiyoruz. Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra Hatay’da akşam yemeği molası veriyoruz. Yöresel lezzetlerin tadına bakarak turumuzun son anlarını keyifle geçiriyoruz. Akşam yemeğimizin ardından Konya’ya doğru dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Her bir durağında tarih ve maneviyatla dolu gnctur Kadim Şehirler Turumuz böylece unutulmaz hatıralarla sona eriyor.

“Bir yolculuk değil, bir zaman ve ruh yolculuğuydu bu…”

• Kahvaltı: Otelimizde Set Menü veya Açık Büfe Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahildir.
• Öğle Yemeği: Yöresel restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir.
• Akşam Yemeği: Yöresel Restoranda Set Menü Olarak Alınacaktır. Tur Ücretine Dahil Değildir. 

Konya

    Sabahın erken saatlerinde 05:00 civarı siz kıymetli misafirlerimiz ile bir sonraki GNCTUR programında görüşmek üzere aldığımız noktalara bırakıyoruz. Dönüş yolculuğu ortalama olarak 7-8 saat civarı sürmektedir. Siz kıymetli misafirlerimiz ile bir sonraki GNCTUR programında görüşmek üzere...